10 Temmuz 2010 Cumartesi

Farklı yaklaşımlar hayatınızı renklendirir ...

HSBC bankasının çok güzel bir reklamı var, FARKLI YAKLAŞIMLAR HAYATINIZI RENKLENDİRİR gibi bir sloganı var tam anımsayamadım.


Farklı yaklaşımlara sahip olabilmek oldukça güzel bir duygu olsa gerek. At gözlüğü ile bakmayan, her olayı kendi dinamiği içinde gözlemleyen, değişik yönleriyle bakabilen, fikir üreten veya üretilen fikirleri belli ölçülerde eleştiren bir kimlik. Acab< bu kadar farklı bir yapıya sahip olabilen bir insan, negatif olabilir mi?

Bizler bence farklı bakış açılarını çok yaşamayan, yaşamadığımız gibi yaşayanları da çok sevmeyen bir milletiz. Çünkü en iyisini biz biliriz, bakış açımız doğrudur, bizim yaptığımız doğrudur. O yüzden de eleştirilmeyi sevmeyiz. Yanımızdaki arkadaşlarımızdan eleştiri yapanlar varsa otomatik olarak savunma moduna geçip, bizim görüşümüzü destekleyenleri yanımıza alırız.

Halbuki olaylara farklı bakabilmek mümkün. İlle bütün olayları yaşayacağız diye bir şey yok ki. Bazılarını eğitimimiz, kültürümüz, mantığımızla yorumlayacak durumda olabiliriz. Arkadaşlıklarda en çok kullanılan laflardan biri, Sen yaşamadığın için bilmezsindir. Yani ben yaşadığım için biliyorum, sen yaşamadığın için bilmene olanak yok.

Şimdi bu bazı olaylar için geçerlidir. Örneğin, bebeği olmayan bir kadının, bebeği olan anneyi eleştirmesi gibi (negatif anlamda diyorum) veya bekarların evlilik konusunda konuşması gibi. Bu olaylarda statulerde farklılıklar olmaktadır. Yaşam biçimleri değişmektedir. Evli olan bekarlığı bilebilir ama bekar olan evliliği ancak görebildiği kadar yaşar, asla gerçek değerini ve neler yaşandığını yaşamadan anlayamaz.

Ama bazı olaylar var ki çok geneldir. Örneğin evli bir kadının, evli/bekar bir başkası ile birlikte olması veya tam tersi evli bir adamın evli/bekar bir başkası ile birlikte olması. Şimdi burada sen yaşamadan anlayamazsın denilecek olanın ne olduğunu ben tam anlayabilmiş değilim. Mutlaka normal yaşamdan farklılıkları olacak, ancak yaşanan sevgi veya aşk her neyse şekil değiştirmiyor. İki bekar insan birbirine seviyorsa, iki evli insan da birbirine sevebilir. Veya biri evli biri bekar, yaşanan şeyler her üçünde de ortak, nüanslar göstermesi birbirinden çok farklı olması anlamına gelmez bence, üstelik paylaşılan yasak yaşamlar var. Bu konuda insanlar farklı bakış açıları koyup tartışabilirler. Ancak biz dediğim gibi tartışmaktan ziyade eleştirmeyi ve suçlamayı sevdiğimiz için belki en yakınımızdaki insanların bize yalan söylemesine veya tam olarak gerçekleri anlatmasına izin vermiyoruz.

Ben farklı bakış açılarına sahip olan insanların sevgi ve arkadaşlık anlamında daha başarılı olduğunu düşünüyorum. Örneğin siz eğer anlatacağınız bir olayı, belki bir sırrınızı, belki kimseye anlatamayacağınız ve kimsenin sizi anlamayacağını düşündüğünüz bir şeyi, bunu şu kişiye anlatabilirim, o anlar diyebiliyorsanız, inanın o kişiye bir çok kimse bir çok şeyini anlatıyordur. Kendinizi sorgulayın, yaşadığınız olaya göre böyle seçimler yapmıyormusunuz? Ve o her şeyi anlatabileceğinizi düşündüğünüz kişi bazen kankanız olamayabiliyor değil mi?

Sonuçta, farklı bakış açıları hayatı renklendirir, zenginleştirir ve bunun eğitimi yok. Bu sizin yaşama bakış açınız. Ya dar açıdan bakıp yaşamayı seçeceksiniz, ya da genis bir persepektife sahip olacaksınız. Ama bunu sizin söylemeniz yeterli değil, bunu sizinle paylaşan insanlarda ki artışla, gördüğünüz kabuller ile anlayabilirsiniz. Ha tabi bunun birde sizin için önemi olmalı. Zaten önemi yok, kardeşim benim derdim bana yeter, kimse bana birşey anlatmasın, gerek yok, ben kendi doğrularımla yaşarım derseniz de zaten yapacak bir şey yok :)))

Sevgilerimle,