15 Temmuz 2010 Perşembe

Lisans Yerleştirme Sınavı ...LYS ve Anneler, Babalar ...

Sabah saat 10:30 gibi kankam Üner'in mesajı geldi " Kanka, elektrikler kesik, Hazar'ın LYS sonuçlarına internetten bir bakar mısın lütfen, TC numarası .... ".

Hemen internete girdim, Hazar'ın sonuçlarını buldum, sonra kankamı arayarak notlarını okudum.

Eğitim sistemi ve puanların kazanımları ve tipleri sürekli değiştiğinden okuduğum puanların ne anlama geldiğini pek çözemedim, umarım çok güzel puanlardır ve sevgili Hazar arzu ettiği, düşlediği yerleri kazanır.

Benim yazmak istediğim daha farklı bir şey aslında.

Aynı olayı ben ve benim gibi Lisans sınavına giren bir çok anne ve baba hatta yakınları da yaşadığı için bilir. İnanılmaz bir andır. Tam on bir senenin sonucudur o okuduğunuz rakamlar, ilkokula başlattığınız çocuğunuzun, liseyi bitirip artık ergenlikten kurtulup yetişkinliğe adım attığı dönemlerdir.

Hayallerini kurdukları gelecek için geçilmesi gerekli ilk sınavdır. Ha kazanamazsa ne olur, tabi ki bir şey olmaz, bir sonraki sene veya senelerde devam eder girmeye ama o ilk heyecan hep farklı olur.

Alınan puan veya puanlar uzun uzun irdelenir, geçmiş senelerde bu puanla neler olmuş, kim nerelere girmiş, hangi okulun alt ve üst puanları neymiş hepsi ortaya dökülür. Sonra...

Sonrası bazen sevinç, bazen hüzün....

Okul ve okul yetmezmiş gibi bir de dershanede deliler gibi geçen koca bir yılın ardından bir kaç dakika sonra bir sonraki senenin hesapları yapılır. Kazananlar demeyeceğim, kazanmak sorun değil, arzu ettiğini kazanması önemli, yoksa çocuğunuz doktor olamk isterken, mühendisliğe gidecekse bu onu ne kadar mutlu eder ki? Ancak, nedense aileler bu konuda çocuktan daha katı ve ısrarcı olur.

Büyük Hazar ( yani benim oğlum ) çocukluğundan beri Bilgisayarlara çok meraklıydı, biraz daha aklı yettikten sonra da Bilgisayar Mühendisi olmak istedi. Sakıp Sabancı Anadolu Lisesini kazandı, sanıyorum Lise 1 veya 2 idi, bir CV örneği hazırlayın demişler, Hazar bir CV hazırlamıştı, mesleği Bilgisayar Mühendisi idi, çalıştığı iş yerleri de yazılım firmaları.

Sonra sınava girdi ve Sakıp Sabancı Üniversitesi Mühendislik Bölümünü kazandı, iki sene sonra da Bilgisayar Mühendisliğini seçti, kısmet olursa Haziran 2011 de de bitiriyor.

Bunu şu açıdan yazdım, Hazar'ın kararı eğer Bilgisayar Mühendsliğini kazanamasaydı, ne kazanırsa kazansın gitmeyecekti, dershaneye gider daha iyi çalışırım, bu sene olmazsa, seneye kazanırım düşüncesindeydi. Allahtan başarılı oldu ve istediği bölümü kazandı, hem de 2/3 burs ile kazandı ki bunun onun açısından pek önemi olmasa da, bize getirdiği mali yük konusunda mütrhiş bir faydası oldu.

Sonuç olarak, çocuklarımız çok ama çok önemli, hayatımızda yaptığımız her şey onlar için, onların geleceklerini garanti altına alabilmek için çabalıyoruz, onların hayatlarındaki en önemli an maalesef bugün için bu sınavlar. O yüzden gerekirse her şeyimizden fedakalrlık yapıp, onların daha iyi noktalara gelmesi için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz. Belki onları biraz zorluyoruz, biraz sıkıntıya sokuyoruz, bazen geriliyoruz ama bütün yapmak istediğimiz, sevecekleri bir işi kazandıracak bu başlangıç noktasında başarılı olmalarını sağlamak.

Anne ve Baba olarak bundan daha büyük bir mutluluğumuz olabilir mi?

Kazanan, kazanamayan, iyi puan alan, kötü puan alan çocuklar ...bizler Anne ve Babanız olarak sizleri çok seviyoruz, üzülüyorsak sizler için acaba daha iyi şeyleri yapamaıdığımızı düşünmektendir. Seviniyorsakta, sizlerin başarısı ile övünüyorsakta bundan sonra sizin geleceğinizi daha iyi gördüğümüzdendir.

İyi ki varsınız ve bizlerin çocuklarısınız, bu sene kazanamasanız da, her şey bitmiş değil, seneye çok daha iyi puanlar alabilirsiniz.....Sizleri seviyoruz

Sevgilerimle,
Haluk
15.07.2010 11:30