10 Temmuz 2010 Cumartesi

Yaşlıyım, bekarım, sevişirim, gezerim ...

Yaşlıyım, bekarım, sevişirim, gezerim


Newsweek dergisi tarafından ABD’de yapılan bir araştırmanın sonucuymuş bu. Araştırma yapılan grup 1946 – 1964 yılları arasında doğan, 40 yaş üstü çocuklarmış :)

Orta yaş üstü sınıfa giren bu çocuklar evlere kapanaıp, çolul, çocuk, torunlar ile uğraşmak yerine, bekarlığı, flörtü, aşkı ve romantizmin tadını çıkartıyorlarmış. Bir diğer ilginç sonuç ise hiç birisinin evliliği düşünmemesi.

Bu insanların yeni eş ve sevgili arama trendinde yöntemleri ise gençlerden farklıumış. Birçok yetişkin, barlar yerine, sosyal toplantı mekanlarını, spor salonlarını yada internetteki arkadaş bulma sitelerini tercih ediyorlarmış (tanıdık geldi değil miJ).

Bir diğer şaşırtıcı sonuç ise bu yaş grubu kendisinden küçük ve genç insanların hayallerini kursalar bile gerçek hayatda yaş tercihi uygulaması yapmadıkları yönünde çıkmış. Sadece genç gözükebilmek ve sağlıklı görünebilmek ve dikkat çekebilmek için bakımlarına daha özen gösteriyorlarmış. Kadınların ise önceki yaşlı nesile göre çok daha iyi eğitimli olmasının önemi vurgulanmış.

Orta yaş üzerindekilerin cinsel hayatları da en az gençler kadar renkli olabiliyormuş, erkekler viagra veya benzeri ilaçlar ile, kadınlar ise hormon ilaçları kullanarak seksin tadını çıkartıyorlarmış.

Yorumlara geçmeden bir de arka sayfada Sharon Stone’un yazısını okudum, Erkekler 40 yaş üzeri kadınlardan korkuyormuş, çünkü bu yaştaki kadınlar çok daha bilgili ve içsel güçleri çok fazla olduğundan erkekleri korkutup onları çekimser yapıyormuş.

Şimdi her iki haberde aslında bir çok doğruları içeriyor. Sharon Stone’un söylediğinin yanlış olduğunu bugün kaç tane erkek iddia edebilir. Erkeklerin genç kadın tercih etmesinde ki tek ve biricik neden, genç vücutlar ile cinsel ilişkimidir. Tabi ki hayır. Aslına bakarsanız kim ne derse desin, arada büyük yaş farklılığı olan insanların ortak noktaları çok fazla olamaz, aynı şey kadın içinde geçerli, nsaıl ki bugün 50 yaşında ki bir erkeğin 20 yaşında bir kızla ortak noktası azsa, aynı yaşlarda ki kadının da beraber olacağı bir genç erkekte bulacağı çok fazla bir şey olamaz. İstisnalar mutlaka vardır, ancak biliyoruz ki istisnalar kaideyi bozmaz.

Ben boşanmış bir erkeğim, yaşım da bu bahesidlen yaş grubu içinde. Bu araştırma ABD’de yapılmış ama iddia ediyorum ki Türkiye’dede yapılsa sonuçları aynı çıkacaktır. Bir çok arkadaşım yıllardır nette arkadaş bulma sitelerinde, ben de dahil, bir çoğumuz sosyal etkinliklerde bulunmaya özen gösteriyoruz. Klüplere, spor ve eğlence etkinliklerine katılıyoruz. Bizim beceremediğimiz tek şey bizler bunu arkadaş veya sevgili bulmak için değil, daha çok cinsel gereksinimlerimizi ön plana çıkartarak yaşamaya çalışıyoruz. Bu da bir kültür sorunu, cinselliği aşamadığımız için yaşadığımız sıkıntılar. Eğer cinselliği aşabilmiş olsak, eminim bizde de çok daha güzel flörtler belki beraberlikler yaşanacak.

Biz orta yaş grubu gerçekten bir kaç duyguyu bir arada yaşıyoruz. Bir taraftan arkadaş ve aile baskısı var üzerimizde, hep söylenen de NEREYE KADAR böyle gideceğin. Yani açıkcası sorulan soru, eh şimdi güzel, gezip tozuyorsunuz, biraz daha yaşlanınca kimse sizi beğenmeyince ortada kalacaksınız, o zaman yanınızda, yakınınızda kimse olmayacak. O zaman ne yapacaksınız bakalım?

Evet bu doğru bir teşhis belki, o zaman bunu tersten çevirelim bakalım, yani ben o zaman (o zaman ne zamansa, 50 yaş mı, 60 yaş mı...) yalnız kalmak istemiyorsam, hemen hayatımı birileriyle birleştireyim, evleneyim, yanımda birileri olsun. Hani olur da başıma bir şey gelirse bana bir bakan olur.

Böyle bir mantıkla ve bakış açısıyla evlendiğinizi veya sevgili olduğunuzu düşünün, sizce yürüyen bir ilişki olur mu? Siz normal hayatınızı yaşarken zaten sizin birlikte olacağınız kişi veya kişiler sizin seçimlerinizle hayatınıza girmiyor mu? Hep tarrtıştığım bir konu vardır, “1 gecelik ilişki ben yaşamam” diyenler ile anlaşamam nedense. Aslına bakarsanız, bugün sevgilinizle, eşinizle ilk birlikte olduğunuz gece 1 gecelik değilmidir, bütün yaşanan olaylar hep o gecenin devamı değilmidir? Hayatıma sokmaya karar verdiğim kişiyi de ben seçiyorsam, ancak yaşadıktan sonra krşılıklı veya tek tarafşı beklediğimin bu olmadığını anlıyorsam veya öyle anlaşılıyorsam bunu yaşamadan görebilmenin bir yolu varmıdır? Eğer olsaydı, bugün bütün evliliklerin mutlu bir şekilde devam etmesi, sevgililerin hiç ayrılmaması gerekirdi.

Orta yaş, genç yaş, çıtır yaş...Yaşın önemi yok, sizin içinizde, gönlünüzde yaşattığınız yaş çok önemli. Ne gencecik kızlar var ki olgun dediğimiz kadınlardan daha mantıklı, daha gelişmiş ve anlayışlı. Ne kocaman adamlar var ki, gelişmemiş beyne sahip. Sonuçta, yaşamı nasıl yaşayacağınızı siz seçiyorsunuz. Ve ABD’de yapılan araştırma gibi, burada Türkiye’dede ben 1946-1964 kuşağının kendisini mutlu etmeye çabaladığına inanıyorum. Belki aynı standartlarda, aynı formatda ve bakış açısıyla değil ama olsun, bugün için böyle. Geliştikçe daha güvenli, prensipli ve ahlaklı yaşamlar süreceğimize inanıyorum.

Sevgilerimle,
13/2/2006