16 Ağustos 2010 Pazartesi

Gençlerin agresifliği ve Emeklilik .....

Etrafımız iş arayan insanlar ile dolu, bir o kadarda çalıştığı işten çeşitli nedenlerle memnun olmayan ama çalışmaya devam etmek zorunda olan insanlar var. Ticaret yapanlar derseniz, en azından ben çevremde mutlu olanı göremiyorum. Herkeste aynı dert var, ortada para yok. Maaşını aylardır alamayan, ödemelerini yapamayan, yaptıkları işlerin paralarını alamayan arkadaşlarım var.

Bir iş ilanına yüzlerce başvuru yapılıyor. Artık kimse kendi okuduğu okula, sektör tecrübesine bakarak iş aramıyor, herkes her pozisyona müraacat ediyor, çünkü ekmek artık aslanın ağzında.

Bu durumdan kim memnun? Öncelikle işverenler memnun, büyük bir rekabet yaratılmış durumda, eskisi gibi pazarlıklar yapılamadığı gibi, şirket politikalarında maaş ve sosyal haklar aşağıya çekiliyor.

Bütün işverenlerin belki hakkını yememek lazım, aralarında gerçekten emeğe ve tecrübeye sahip çıkan ve hak ettikleri pozisyonlara, hak ettikleri değerleri verenler de var. Ama genele bakacak olursanız, bir sekreter ilanına neredeyse binlerce üniversite mezunu başvuruyor.

Eskiden kriz yaşandı mı, en önce bütçelerde eğitim kesilirdi, sonra seyahat ve sonra eleman çıkartma. Şimdi en başta en yüksek ücreti alanlar kurban oluyor, onlardan arta kalanlar da yine eğitim ve seyahat ile kapatılıyor.

O yüzden bu devirde aslında işinden en çok tedirgin olanlar bence Üst Düzey Yöneticiler. Onlara tanınan sosyal haklar ( prim, araba, sağlık sigortası, vs ) ve yıllık maliyetleri işveren gözünde kazanım olmadı mı dağ gibi masraf olarak duruyor. Kimi zaman vazgeçilmezler olsa da, artık devir değiştiğinden, kendisini vazgeçilmez sananlar aslında ilk kurban oluyorlar.

Geçenlerde bir net sitesinde Emekli olanların veya olmaya yakınların bu yaşamdaki yerleri ve ne yapmaları gereği konusunda güzel bir forum vardı. Baktığımda, gençlerin YETER artık, emekli olun da gidin bize de yer açılsın tarzı yaklaşımları vardı.Okuduklarıma biraz üzüldüm, senelerini verip belki de konularında en iyi oldukları ve şirketlerine bir çok katma değer katacakları bir dönemde işsiz kalıyorlar ya da öyle olamaları isteniyor.

Belki kendim de bir emekli olduğum için böyle düşünüyorum, belki tam objektif değilim ama gençlerin önünü gerçekten emekliler mi tıkıyor acaba diye de düşünmeden edemiyorum. Ben 47 yaşımda emekli oldum, benden beklenen nedir, 47 yaşımda bundan sonra her hangi bir firmada çalışmadan, 1.000 TL aylık ile geçinmem mi?

Zaten benzer şeyleri işveren iş ararken yapmıyor mu? İlanların büyük bir çoğunluğunda 40 yaşını geçmemiş eleman aranmıyor mu?  Dolayısıyla, ben emeklilik yaşına gelmiş, yaklaşmış kişilerin gençler tarafından bu tarz suçlanmasına çok üzülüyorum. Gençler zaten başarılıysa o hak ettikleri yeri alacaktır.

Özellikle özel sektör, faydalanamadığı bir elemanı ister genç, ister emekli olsun bir dakika tutmaz, verdiği paranın, sağladığı sosyal hakların karşılığını alamadığı anda o kişiden ayrılır. Üstelik o kişinin o güne kadar ki emek ve o şirkete getirdiği karları bile önemsemez. İş yaşamında da Dün yoktur, BUGÜN şirkete faydalıysan kalırsın, değilsen yoksundur o şirkette.

Hal böyleyken, gençlerin yükselebilmesi nasıl bu insanların üzerinde olabilir?  Bugün bir çok şirketin CEO veya Genel Müdürleri gencecik insanlar, nasıl gelmişler bu noktaya? Hak ettikleri için, altlarında yaşça kendilerinden büyük ve hatta belki tecrübeli insanlar varken, onlar tercih edilmiş. demek ki bir yerlere gelebilmek kişisel başarılar ile mümkün, o başarıyı da sağlayacak olan birilerinin o pozisyonları boşaltması değil, seçilir ve ölçülür perfromans göstermekten geçiyor. Torpille de gelinmez o noktalara, çünkü hak etmediyseniz şirketi batırma riskiniz de vardır.

Umarım gençlerimiz bunun farkına varır ve daha çok çalışıp, şirketlerine katma değerler sağlarlar. Ve umarım ki bu sağladıkları katma değeri fark edecek ve onları ödüllendirecek bir şirkette çalışıyor olurlar...

Sevgilerimle,
Haluk
16.08.2010 13:00