21 Eylül 2010 Salı

28.500.000.- TL ....

28.500.000.00.-  Türk Lirası ....

Yani eski haliyle 28.500.000.000.000.- Türk Lirasi....Güzel bir para gerçekten, bu parayı Dünya Basketbol Şampiyonasında ikinci olan Milli Takımımıza Sayın Başbakan verdi, çek olarak verdi, dün öğrendik ki, Türkiye Basketbol Federasyonu da bu paranın nasıl paylaşılacağını yaptığı bir toplantı ile karara bağlamış.

Daha sonra bir avukat bu paranın eşitsizlik yarattığı düşüncesi ile ve hukuki olmadığını söyleyerek iadesini istedi, şimdi de fırtınalar kopuyor.

Bu para hak edilen bir para mı, verilmeli mi? Yoksa verilmemeli mi?

Ben kendi düşüncemi aktarmak istiyorum.

Benzer şeyleri özellikle kurumsal şirketlerde de görebilirsiniz.

Ödüllendirme ve Ceza sistemi bir motivasyon aracıdır. Ve siz bu motivasyon aracını belli kurallara bağlamak zorundasınız. Kriterleri belli olmayan bir ödül ve ceza sistemi olamaz. Kuralsız yaparsanız hak edene hak ettiğini veremediğimiz, vermediğiniz gibi, hak etmeyene de hak etmediğini verebilirsiniz. O yüzden de ödülün ne olduğu, ne zaman verileceği, hangi şartlar altında verileceği belirlenir, aynı şekilde cezanın da.

Basketbol takımımız çok ama çok büyük bir başarıya imza atmıştır, kuşkusuz buna kimsenin itirazı olamaz, müthiş bir Türkiye reklamı olmuştur. Amerika gibi bir basketbol ülkesi ile final oynamıştır. Ancak bu finali kimse ön görmemiş ve inanmamıştır, çünkü inanılsa ödüllendirme böyle son iki maça bırakılmazdı.Daha önceden belirlenirdi her şey, son anda da bu şekilde sorunlar yaşanmazdı.

Özel şirketlerin, sponsorlukların getirdikleri ve/veya verdikleri prime bir şey diyemem, o başarı primidir ve şirket / sponsorların takdirindedir. Firma kendi bünyesinden çıkartır verir. Mesela Ağaoğlu ev verdi hepsine, kimse bir şey dedi mi? Hayır.Daha da fazla versinler, kazansınlar.

Ancak Devletin böyle bir lüksü yoktur. Eğer koymuş olduğu bir ödüllendirme politikası, kanunu varsa bunu uygulamak zorundadır, fazlasını veya eksiğini değil, çünkü para devletin parası değil, bizlerin parasıdır. Bizlerden toplanan vergidir. Devletin parasını siz kafanıza göre harcayamazsınız.

Milli takım ikinci olduğu için gurur duymak başka, onların ödüllendirilmesi başka. O zaman başka branşlarda olan sporcuların başarılarını nasıl ödüllendirecek siniz? Benim anlamadığım şöyle yorumlar var, Futbol / Basketbol farklı, onlar daha geniş kitlelere hitap ediyor, diğerleri etmiyor. Yani Eskrim'de 1. olan bir milli takımımızın başarı ölçüsü daha düşük, neden, çünkü eskrimi Türk halkı seyretmiyor, bilmiyor. Katılmayalım o zaman, madem gurur duymayacağız, madem ödüllendirme de en alta koyacağız, neden katılıyoruz, hangi sporcu başarısının küçümsenmesini arzu eder?

Ben sayın avukatı son derece haklı buluyorum, böyle bol keseden para dağıtmayı da kendimce eşitsizlik olarak görüyorum, ödül verilsin buna itirazım yok ama nasıl belirlenmişse öyle verilsin, sponsorlara bir kıstas yok, onlar istedikleri kadar versin ama Devlet halkına eşit durmak duırumunda, basketbolcu ile halterciyi, güreşçi ile eskrimciyi birbirinde ayıramaz. Ulusal başarıysa ulusal başarılar da devlet ne yapıyorsa onu yapmalıdır.

Sevgilerimle,
Haluk
21.09.2010 12:00