26 Ocak 2011 Çarşamba

Muhteşem bir film .... Zoraki Kral

Sizlere son zamanlarda seyrettiğim en güzel filmlerden birisini tavsiye edeceğim, filmin orijinal adı The King's speech, bize çevrilmiş hali Zoraki Kral.

Gerçek bir hayat hikayesinden esinlenerek çevrilmiş bir film Zoraki Kral ve bir tarihe ışık tutuyor. Böyle olunca ben de gerçekten ne kadar tarihle özdeşlemiş diye düşünerek Google yoluyla Vikipedi'den film ve konusu hakkında biraz araştırma yaptım, bunları da sizler ile paylaşmak istedim.

Bu arada filmin Türkiye'de gösterime girişi Şubat 2011 olarak gözüküyor.

Öncelikle aşkı için kral olmaktan vazgeçmesi ile VIII. Edward tarihe geçenlerden, gerçekten de 1936 yılında Babası ve Kral V. George ölünce tahta geçen ve kral olan VIII. Edward'ın hayatı bir başka film olur. O zamanın muhafazakar İngiltere'sinde, 1930 yılında tanıştığı ama evli olan Bayan Simpson'a aşkı Kraliyeti zor duruma sokmuş, ancak Edward aşkından vazgeçmemiş ve onun boşanmasını beklemiş. 

Kral öldükten sonra tahta geçmesine rağmen Bayan Simpson'un boşanması ve evlilik için istediği izini İngiliz Hükümetinin vermemesi üzerine de krallıkttan vazgeçmiş ve yerine kardeşi VI. George kral olmuş.

Film zaten VI. George üzerine kurulu. Kardeşi krallıktan çekilince istemeden Kral olan VI. George'un en önemli eksikliği kekeme oluşu ve heyecandan topluluk karşısında konuşamaması. 

Bu özelliğinden dolayı da hep geri planda kalan VI. George, abisinin krallığını sonuna kadar desteklese de, İngiliz Hükümeti ve Kilise desteklemeyince zor durumda kalmış ve istemeden de olsa Kral olmuş. Kekemeliği halk tarafından da bilinen ve açılış konuşmalarında yaşadığı sıkıntıdan dolayı İngiliz Halkında bir moral bozukluğu da görülmüş, tam da Adolf Hitler'in en büyük tehlike olduğu anda bu durum bir çok İngilizi rahatsız etmiş.

İşte bu anda devreye Lionel Logue isimli bir konuşma terapisti devreye giriyor. Bir çok tedavi ve doktordan sonuç alamayan VI. George'u, çok farklı yöntemler ile tedavi ediyor. Aslında kekemeliğinin heyecandan öte, kendine olan güvensizliğinden kaynaklandığını gösteriyor ve VI. George Kraliyet tacı giydikten sonraki yaptığı o meşhur RADYO konuşmasını hiç kekelemeden yapmasını sağlıyor.

Gerçekten filmde o sahneler muhteşem aktarılmış. Ölene kadar da Kral ile terapisti dostça yaşıyorlar. VI. George ise çok iyi bir kral oluyor, savaşta İngiltere'nin en önemli moral kaynağı oluyor ve çok karşı çıkılmasına rağmen, Churcill'i destekliyor.

COLIN FIRTH, muhteşem gerçekten muhteşem oynuyor, zaten Altın Küre'de En iyi Erkek oyuncu ödülünü aldığı gibi bu seneki Oscar'ın da en önemli adaylarından. Yine Altın Kürede En iyi erkek yardımcı oyuncu ödülüne aday gösterilen Geoffrey Rush oldukça iyi oynuyor. Filmde sahneler, dekor, çekimler bence çok güzel tasarlanmış ve çekilmiş. Colin Firth zaten bir çok filmde çok başarılı bulunmuş bir oyuncu ama bu sefer tavan yapmış, diğer Oscar adaylarını henüz bilmiyoruz ama bu kadar güzel bir filmi uzun zamandır seyretmemiştim.

Son söz olarak; Filmin en önemli mesajı kralların da insan olduğunun, ağlayabildiğinin, heyecanlanabileceğinin ve kekemeliğinin getirdiği güvensizlikleri yaşayabileceğini göstermesi diyeceğim. Biz de kopan fırtınalara bakıyorum da, acaba bu kekemeliği veya ağlamayı biz filmlerimizde dile getirsek neler olur, uzağa gitmeye gerek yok, Mustafa filminde kopan gürültüyü anımsayın.......

Sevgilerimle,
Haluk
26.01.2011 08:30