25 Şubat 2011 Cuma

Elektrik ....

Son zamanların en moda terimi bu. 

Mesela, sevdiğiniz, yalnız yaşayan bir kadın arkadaşınızı, yine sevdiğiniz bir başka erkek arkadaşınızla tanıştırmayı düşünüyorsunuz. 

Her ikisini de tanıdığınız için size göre yüzeysel bir birliktelik mümkün ama tabi kendileri bilir. Tanışma sağlanıyor, gece geçiyor.
 
Sonra çok doğal olarak bu projenin mimarı olarak soruyorsunuz,
 
- Nasıl, beğendin mi?
 
Gelen yanıt;
 
- Ya ne bileyim, her şey güzel iyi ama elektrik alamadım!!!!
 
Peki, nedir elektrik? Herkes bir çok şeyin tarifini kendince çok güzel yapıyor, aşkı, sevgiyi anlatıyor. Frekans tutması, elektrik alınamaması veya acayip bir elektrik alma, bunları tanımlamak gerçekten zor.
 
Bazen karşınıza biri çıkar, bir iş toplantısında veya sosyal bir ortamda, tanışırsınız, daha karşınızdaki kişinin elini sıkarken anlarsınız ki bu kişi farklı. Dokunması, konuşması, yaklaşımı, tarzı. O farklılık sizi sarar. Ondan önce aynı ortamda tanıdığınız bir çok kişi varken, sizin ilgi ve alakanız aynı kişide yoğunlaşır, hele bir de karşılığını alabiliyorsanız.
 
Karşılık almak derken acaba kadın ve erkek aynı anda aynı elektriği hissedebilirler mi?
 
Bu biraz zor oluyor sanıyorum, nedense genelde tersi yaşanıyor. İki taraftan birisi elektrik alıyor, diğeri alamıyor veya veremiyor.
 
İlişkilerimizi en çok zorlayan nedenlerden bir tanesi aslında beklentiler. Her ilişkiye başlarken bu beklentiler sürekli aklımızda, acabalar, korkular, geçmişte yaşanmış kötü tecrübeler, bir daha asla'lar.
 
Halbuki bir yoklayın hafızanızı, elektrik alarak başladığınız ve özellikle spontane gelişen ortamlarda ki ilişkileriniz de hiçte beklentilerinizi düşünmemişsiniz. Normal bir ilişkide önce düşün sonra yaşa varken, elektrik alarak tabiri caizse çarpılarak başladığınız ilişkide düşüncelerinizin ve korkularınızın bir çoğu arkada kalmış.
 
O yüzden ben elektrik olayına inanıyorum, hatta ben biraz daha ileriye gidip, bugünün insanın da bu elektriğin şu şikayetci olduğumuz ekran karşısından bile alındığına inanıyorum. 

Bu fikrimin mutlaka karşısında insanlar çoğunlukta olacak, sadece şunu diyeceğim, bu fikre karşı olan arkadaşlarım kendilerine şunu sorsun, ben her hangi bir internet ortamında yani sohbet, forum, site her neyse, birilerinden daha fazla keyf alıyormuyum, örneğin MSN de, sohbet ederken, geldiğinde sevindiğiniz, anlatmaktan hoşlandığınız, dinlemeyi sevdiğiniz birisi yok mu? O neden farklı diğerlerinden, bu sorduğumun ille sevgi veya aşk olması gerekmiyor. Elektrik sadece sevgili olmak için alınan bir şey değil ki.
 
Örneğin; bir çok forum ortamında insanlar birbirlerinin fotoğraflarını görüp, haftalarca çok güzel tartışmalar yaşamıyorlar mı? Ama inanın o kişiler sorduğunuzda dahi kendi içlerinde bir sıralamaları vardır. Çok güzel sohbet ettiği 10 arkadaşı varsa, yaşadığı çok güzel bir olayı anlatırken kendi içinde bir paylaşım sırası vardır. İşte bu o görmediği, tanımadığı, bilmediği veya dokunmadığı birisidir ve onun elektriğidir.

Ben bu elektrik olaylarına inanan birisiyim, sanal ve reel diye ayırmam, hissetmektir bu, bunu bana hissettirecek kişide bu varsa ve ben buna açıksam bunu her yerde hissedebilmem gerek diye düşünenlerdenim.
 
Sevgilerimle, 18/6/2006