20 Mayıs 2011 Cuma

Mahpeyker ve Cinci Hoca ...

Açıkçası MAHPEYKER filmini seçip satın aldığımda nasıl bir film aldığımı bilmiyordum, sırası geldiğinde de öylesine bir film seyredeceğimi düşünüyordum. Bunun ana nedeni tarih bilgimde ki eksiklik olduğunu anlayınca daha bir ilgiyle seyretmeye başladım filmi. Bitirdikten sonra da Vikipedi üzerinden gerçek olayların nasıl geliştiğini, filme ne kadar bağlı kaldığını anlamaya çalıştım.

Mahpeyker deyince bir çok kişi belki Kösem Sultan'dan bahsedildiğini bilebilir, ben bilmiyordum. Kösem Sultan'ı bilmeme rağmen Mahpeyker adını hiç duymamışım.

Film oldukça başarılı, Topkapı Sarayında çekilmiş,  o günlerin ihtişamı filmde oldukça güzel sergilenmiş. Baş rolde ise senelerin büyük sanatçısı Selda ALKOR oynuyor.

Mahpeyker'in kelime anlamı AY YÜZLÜ demekmiş, bu ismi de Padişah Ahmet Emine'yi ( Kösem Sultan ) ilk gördüğünde yüzüne bakıp söylediğinde anlıyorsunuz.

Dediğim gibi filmi seyrettikten sonra Vikipedi'den okuduğum bir başka detay beni daha çok şaşırttı. Safranbolu'ya giden herkes bilir, orada en meşhur yerlerden birisi CİNCİ HOTEL dir, meğer burası da Kösem Sultan zamanında yapılan bir yermiş.

Vikipedi Kösem Sultan hakkında aşağıdaki bilgileri veriyor. Tarihimizi okuduktan sonra filmi seyrederseniz eminim daha çok keyif alacaksınızdır.


Mâh-Peyker Kösem (1590-2 Eylül 1651Valide Sultan
Sultan I. Ahmet'in eşi, Sultan IV. Murat ve Sultan I. İbrahim'in anneleridir. Osmanlı tarihinin ünlü ve etkili kadınlarından olan Kösem Sultan, 1590 yılında Bosna'da Anastasya adıyla doğdu. Bosna Beylerbeyitarafından İstanbul'a kızlarağasına gönderildi. 15 yaşındayken Sultan I. Ahmet'e haseki oldu. Keskin zekasıyla padişahı etkisi altına aldı ve bütün saraya nüfuzunu kabul ettirdi.
Kocası ölünce önce tahta geçen kocasının kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da kocasının başka bir kadından olma oğlu Sultan II. Osman zamanında devlet işlerinde etkinliği arttı. Fakat II. Osman yaşı çok genç olmakla birlikte Kösem Sultan'ın devlet işlerine çok karışmasından rahatsız oldu ve muhtemelen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hadice Sultan'ın da etkisiyle onu eski saraya gönderdi. 
Genç Osman'ın tahtan indirilmesi ve tekrar yerine geçen I. Mustafa'nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine tahta nihayet Kösem Sultan'ın kendi oğlu IV. Murat çıktı. IV. Murat tahta çıktığında sadece 11 yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlu adına devleti büyük ölçüde yönetmeye başlamıştı.
I. İbrahim öldükten sonra yerine Kösem Sultan'ın torunu 6 yaşındaki Sultan IV. Mehmet geçti. Önceleri Kösem Sultan'ın nüfuzu devam etti ama bir süre sonra Kösem Sultan'a rakip olan bir başka kadın ortaya çıktı. IV. Mehmet'in annesi Turhan Sultan'la Kösem Sultan arasında kıyasıya bir rekabet başladı. Bu rekabet 3 yıl sürdü ve Kösem Sultan'ın bir gece, dairesinde basılarak boğdurulmasıyla noktalandı. 
Bu olaydan sonra Köprülü ailesindensadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi. Kösem Sultan'ın cenazesi Sultan Ahmet Camii'ndeki I. Ahmet türbesine gömüldü.Zamanla Sultan IV. Murat olgunlaşarak annesinin faaliyetlerini bir ölçüde engellemeye başlamışsa da genç yaşta ölümü üzerine tahta Kösem Sultan'ın diğer oğlu İbrahim çıktı ve Kösem Sultan'ın nüfuzu tekrar arttı. 
İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir krizle karşılaştı. İbrahim hanedanın tek erkek varisi durumundaydı ve acil bir şekilde hanedanın devamını sağlama zorunluğu vardı. Oysa I. İbrahim bir ölçüde dengesiz görünüyor ve kadınlarla olan ilişkilere ilgi duymuyordu. 
Osmanlı hanedanının devamını sağlama görevi büyük ölçüde Kösem Sultan'a düştü. Oğlunu tedavi amacıyla ülkenin her yanından üfürükçüler getirtti. Bu üfürükçülerin en ünlüsü Cinci Hoca lakabıyla tanınan Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendi'ydi. 
Nihayet İbrahim'in tahta çıkmasından 2 yıl sonra şehzade Mehmet doğdu kösem sultan buna karşılık olarak Hüseyin Efendi'ye Safranbolu da daha sonra cinci hanı olarak anılacak han'ın yapım masraflarını karşılayacak para verdirmiştir. En nihayetinde hanedanın devamı sağlanmış oldu.