24 Ekim 2011 Pazartesi

Van için Herkes Tek Yürek!


Van Depremi'ne duyarlılık gösteren ve zor durumda olan depremzedelere yardım elini uzatmak isteyen vatandaşlarımız için bir liste hazırladık. Aşağıdaki kanallardan dilediğinizi seçerek yardımlarınızı en kolay şekilde Van'a ulaştırabilirsiniz:

1. KIZILAY
2868'e tüm operatörlerden boş bir SMS göndererek Kızılay'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Ayrıca havale yoluyla destek olmak isteyenler, tüm bankalardaki "Türk Kızılayı" hesaplarından bağış yapabilir. Ayni bağışlar Türk Kızılayı lojistik merkezleri ve şubeleri tarafından kabul edilecektir. Tüm Kızılay şubelerinin iletişim numaralarını buradan öğrenebilirsiniz.

2. AKUT
Tüm GSM operatörlerinden 2930'a göndereceğiniz AKUT yazan bir SMS ile AKUT'a 5 TL bağışta bulunabilirsiniz.

Kredi kartını kullanarak internet üzerinden bağış yapmak isteyen vatandaşlarımız CardFinans ya da diğer banka kartlarını kullanarak bağışta bulunabilirler.

Havale/EFT için Banka Hesap Numaraları;
T. İş Bankası - Gayrettepe Şubesi - TR14 0006 4000 0011 0800 6666 63
Finansbank - Gayrettepe Şubesi - TR92 0011 1000 0000 0001 9576 70
Garanti Bankası - Ortaklar Cad. Şubesi - TR26 0006 2000 3570 0000 0029 30

3. BAŞBAKANLIK YARDIM KAMPANYASI
Başbakanlık tarafından Van’da yaşanan deprem nedeniyle başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde saptanan banka hesap numaralarına buradan ulaşabilirsiniz.

4. KARGO FİRMALARI
Yurtiçi Kargo, PTT Kargo, MNG Kargo ve Aras Kargo yardım gönderilerini ücretsiz olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaktadır.

5. HÜRRİYET EVLERİ
Deprem sonrası yaralarını sarmaya çalışan ve kış öncesinde evsiz kalan Van için Hürriyet Gazetesi de büyük bir seferberlik başlattı. Hürriyet, Van’da kış koşullarına dayanıklı, mutfak, banyo ve tuvaleti olan "Hürriyet Evleri" kuracak. Kızılay işbirliğinde başlatılan kampanya ile her biri 6 bin liraya kurulacak evler, evsiz kalan vatandaşlara sıcak bir yuva olacak.

Van Depremi - Hürriyet Gazetesi Bağış Hesapları
T. İş Bankası Mithatpaşa Şubesi
4228 - 0971947 / IBAN TR370006400000142280971947
T.C. Ziraat Bankası Kızılay Şubesi
Hesap No 685-2868-5189 / IBAN TR060001000685000028685189
Garanti Bankası Kızılay Şubesi
Hesap adı: Van Depremi - Hürriyet
Şube: 082 Hesap No: 6294703 / IBAN TR72 0006 2000 0820 0006 2947 03

Yapacağınız ufak bir yardım zor durumdaki bir çok insanı hayata bağlayan bir umut olacaktır. Mesajımızın ulaştığı herkesi, deprem bölgesinde yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza yardım etmeye davet ediyoruz.


Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

23 Ekim 2011 Pazar

GOOOOOOLLLLLLLLLL....Golün adını unuttuk, neden mi?

Futbolumuz günden güne ilerliyor mu, geriliyor mu bilemem ama gerileyen bir şey var ki, o da GOL sayısı.

Nereden aklıma geldiyse ligtv'nin web sayfasından İngiltere, Almanya, İspanya ve İngiltere'nin puan durumlarına ve gol sayılarına baktım, bir de döndüm bizim değerlere baktım, inanın arada dağlar kadar fark var.

Tamam bazı ligler bizden 2 takım fazla oynuyor, bazılarında ise 9. hafta, bizde ise 7. hafta bitti. Bunları da hesaba katıyorum.

İspanya'ya bakalım mesela; Real Madrid 8 hafta sonunda 19 Puan ile LİDER, takipçisi Barcelona 18 puanla ikinci, sadece ikisinin attığı gol sayısı 54 ( Real Madrid 28, Barceloan 26 ). Lig 20 takımla oynanıyor ve atılan toplam gol sayısı 189.

İngiltere'ye bakalım; Manchester City 9 hafta sonunda 25 puan ile LİDER, takipçisi Manchester United 20 puanla hemen arkasında ki - son maçta City, United'ı 6-1 gibi bir skorla yendi. Bu iki takımın attığı toplam gol sayısı kaç biliyor musunuz? Tam 59 ( City 33, United 26 ). Lig 20 takımla oynanıyor ve atılan toplam gol sayısı 246.

Almanya'ya bakalım; Bayern Münih 10. hafta sonunda 22 puan ile LİDER, takipçisi Dortmund 19 puanla ikinci. Sadece bu iki takımın attığı gol adedi 46 ( Bayern 26, Dortmund 20 ). Lig  bizim gibi 18 takımla oynanıyor ve atılan toplam gol sayısı 257.

Son bir de İtalya'ya bakalım; Udinese 7. hafta sonunda 17 puan ile LİDER, takipçisi Atalanta ise 16 puanla arkasında. Bu ikisinin attığı gol adedi 20. Lig 19 takımla oynanıyor ve atılan toplam gol sayısı 166.

Şimdi anamızın ligine dönelim; Fenerbahçe 7. hafta sonunda 17 puanla LİDER, takipçisi Galatasaray 16 puanda. Her ikisinin attığı gol toplamı 22 ( FB 12, GS 11). Lig 18 takımla oynanıyor ve atılan gol adedi 159. Banka Asya Ligi'de farklı değil, orada da 7. hafta ve 18 takımla oynanıyor ve atılan toplam gol adedi 148.

Rakamlar size de ilginç gelmedi mi? İtalya ile benzerlikler göstermekle birlikte, devler liginde yer alan takımların ve ülkelerin gol ortalamalarına bakın, hemen hemen aynı haftalardayız, İspanya - İngiltere - Almanya almış başını gitmiş. 200 üzerinde gol adedi. Sadece 1. ve 2. takımların atmış oldukları gol, bizim 12 takımın attığı gollerin toplamından bile  fazla neredeyse.

Gol'e taklıdım çünkü futbolun keyfi GOL. Golsüz ama muhteşem geçen maçlarda var şüphesiz ama futbolu bu kadar sevdiren şey GOLLER ve biz bunlardan yoksunuz. Vasat hatta kötü diyebileceğim zevksiz bir futbol, kırk yılda bir denk gelirse muhteşem goller ama genele bakın az gol ve vasat futbol.

Geçtiğimiz seneler de farklı değildi ama bu sezon iyiden iyiye hissediliyor artık. Bu yüzden de dikkat edin taraftarlar maça gelmiyor artık. Neden  gelsin? Bıktı artık orta saha - vasat futboldan, gol izleyemiyor, takımlar gol atmak için değil, gol yememek için planlar yapıyor.

Taraftar baskısı, mağlubiyet baskısı olmasın diye kimse artık hücum futbolu oynatmıyor. Eskiden 2 santraforla oynardı takımlar, şimdi kendi evinde bile neredeyse santraforsuz oynayacak. Orta Saha, güçlkü orta saha diye bir şey çıktı, takım topu sağdan sola verse orta sahada dönse başarılı oluyor, topu alıpta ileri giden yok, gol atmaya çabalayan yok.

Sakın bu Dünya genelinde demeyin diye size dünya genelini gösterdim, bu artık BİZİM sorunumuz, kimsenin değil. Yeteneksiz isimlere dünyanın parasını verip getirmekle olmuyor bu işler. İyi diye getirdiklerin de zaten bir süre sonra bakıyor ki burası cennet, kendisini yormaya tenezzül etmiyor.

Olan kime oluyor, TARAFTARA. Gol izlemek için, kazanmak için giden taraftar, saçma sapan futbol, kısır gol pozisyonları yaşadıktan sonra evine dönüyor, İngiltere, İspanya, Almanya maçlarını tercih ediyor seyretmek için. Hatta denk gelirse maç tercihini bu maçları seyretmeden yana kullanıyor, çünkü daha zevkli ve heyecanlı.

Umarım GOL problemimizi çözeriz de , eskisi gibi keyifli ve gollü maçlar seyrederiz.

Sevgilerimle,
Haluk
23.10.2011 22:30

21 Ekim 2011 Cuma

Karpuz Seçer Gibi Sigorta Seçin!





Sigortadukkanim.com, Türkiye’deki sigorta sisteminde çığır açacak bir yenilik ve espri anlayışıyla sektöre giriş yaptı.

“Karpuz seçer gibi sigorta seçin” mantığıyla en bol seçenek ve en ucuz fiyat avantajıyla sigorta ihtiyacınıza en hızlı çözümleri üretiyor.  Sistemin karpuzla bağlantısını merak edenler için şu eğlenceli video son derece açıklayıcı:

Çok fazla sigorta şirketi ve çeşidi bulunduğu için, sigorta konusunda da seçim yaparken yardım gerekiyor tabii...  Sigortadukkanim.com işte tam bu filmdeki karakter gibi ortaya çıkıyor; kasko ya da trafik sigortasında size en uygun online poliçeleri önünüze seriyor. İhtiyacınıza göre karşınıza gelen bu online teklifleri karşılaştırabiliyor ve size uygun olan sigorta poliçesini tercih edebiliyorsunuz. Geriye de “size en uygun fiyatı”  veren online teklifi kabul etmek kalıyor.

Daha detaylı bilgi almak isteyenler; www.sigortadukkanim.com adresini ziyaret edebilirler.


Bir bumads advertorial içeriğidir.

20 Ekim 2011 Perşembe

Hani hamile bir kadın hikayemiz vardı ....


Hani bir yazı yazmıştım, HAMİLE BİR KADININ HİKAYESİ diye, çok sevdiğim bir arkadaşımın hikayesini anlatmıştım.

Anımsayanlar vardır mutlaka, ben belki o zaman okuyamayanlar olabilir diye yazıyı tekrar yayınladım aşağıda.



Yazımın sonunu şöyle bağlamıştım "  Sevgili arkadaşım, şu 5 6 haftan da sağlıklı geçsin, güzel güzel doğumunu yap, sonra ben blogumdan bu güzellikleri yansıtayım tüm dostlarıma. 9 Eylül 2011 "


Gün bugündür, sevgili arkadaşım doğum yaptı, bebişinin fotoğraflarını yayınlamış, ben de ona verdiğim sözü tutarak, bu mucizevi bebeğin o tatlı fotoğrafını buradan paylaşıyorum. 


Çok çok geçmiş olsun arkadaşım, Allah analı, babalı büyütsün.

Sevgilerimle,
Haluk

20.10.2011 15:30



Hamile bir kadının hikayesi ......

Size bugün önce ANNE olmak, sonra da KARDEŞ verebilmek uğruna mücadele eden bir kadın arkadaşımın hikayesini anlatacağım. Benzer hikayeler mutlaka çoktur çevrenizde, arkadaşlarınız arasında. Benim uzun zamandır tanıdığım bu arkadaşımın hikayesi ve mücadelesi gerçekten beni çok etkilediği için kendisinden aldığım izinle hikayesini yazmak istedim.

Adını paylaşmayacağım, sonuçta adı önemli değil, burada vermek istediğim mesajyaşam mücadelesi.

Arkadaşım bugün 39 yaşında, sevgili eşi ise 45. Allah daha uzun devam ettirsin 21 senelik mutlu bir evliliği var. 

Dolayısıyla hikayemize 21 sene öncesi ile başlıyoruz, yani sene 1990Kadın 18, Erkek 25 yaşında. Bir AŞK evliliği. Ancak kadının reglleri çok düzensiz ve koyulan bir teşhis var, erken yumurta yetmezliği. Evlenmeden önce de bunu biliyor ve o zaman sevgilisi ile bu durumu paylaşıyor. Adam bu sorunu hiç dert etmiyor, arkasında, seviyor ve evleniyorlar.

Uzunca bir süre bir çok tedavi uygulanıyor ama fayda etmiyor, kadın hamile kalamıyor. Artık pes edip tedaviyi bırakıyorlar.

2002 senesinde, yani tam 12 sene sonra Kadın bir gün hamile olduğunu öğreniyor. Tedaviyi kestikten seneler sonra. Müthiş bir heyecan, coşkulu  bir sevinç.

Ve bir ERKEK çocukları dünyaya geliyor. Bugün 9 yaşına gelmiş bir delikanlı. Üstüne titrenilen bir delikanlı. Kadının ve Erkeğin dünyası, yaşamı, yaşama bakış açıları değişiyor doğan bu erkek çocuğuyla.

Bir başka çocuk düşünemiyorlar bile, çocuk büyümeye başlıyor, 5 6 yaşına geldiğinde KARDEŞ diye tutturuyor, ben KARDEŞ istiyorum diyor. Anne ve Baba şaşkın, zorluklarını bile bile, denemeye devam ediyorlar.

İlk hamileliğinin üstüne 7 sene sonra kadın tekrar hamile kalıyor, ancak bu seferki hamileliği ilk hamileliği gibi değil, çok zorlu geçiyor ve maalesef bebek 5 aylıkken erken doğum yaptırmak zorunda kalıyor ve bebeğini kaybediyor, moraller bozuluyor, üzüntü yaşanıyor.

Fakat Kadın vaz geçmiyor, moral bozukluğunu atlatıyor ve beş altı ay sonra tekrar hamile kalıyor, yine çok zorlu bir dönem, çok sıkı kontroller ama maalesef bu sefer düşük yapıyor. Yine üzüntü, can sıkıntısı, bozulan moraller. Kadın evine dönüyor, yaşama tekrar sıkı sıkı sarılıyor.

Dört ay sonra tekrar hamile kalıyor, bu sefer daha rahat bir hamilelik, erken doğum ve düşük yaptığı dönemlere göre daha keyifli, daha sancısız, daha problemsiz bir hamilelik. Ve şu anda doğuma 5 haftası kaldı, 5 hafta sonra bu kadar istediği ve yaşama karşı direndiği bebeğini Dünyaya getirecek. Oğlunun, eşinin, kendisin istediği bir kardeşi, ikinci bir yaşamı dünyalarına sokacaklar. Yeni gelen bebek bir KIZ :)

Allah sağlıklı bir doğum nasip etsin. Umarım problemsiz, sıkıntısız ve dediğim gibi sağlıklı bir süreç olur.

Bilmiyorum, sizler de benim kadar etkilendiniz mi, ya da yazarak sizlere o etkiyi verebildim mi? Bugün 37 ile 39 yaş aralığında üç kez hamile kalmak ve ilk ikisinde gerçekleşememesine rağmen yılmadan, ısrarla, hayatı pahasına bunu üçüncü kez yaşamak nasıl bir duygudur. Nasıl bir direniştir? Nasıl bir istektir?

Ayrıca arkadaşımın eşini de buradan çok tebrik ediyorum, günümüzde eşine bu kadar destek veren, başından beri eşini destekleyen, zor zamanlarında yanında olan kaç tane erkek kalmıştır cidden bilmiyorum. Onların sevgisinin yarattığı bu ortamda doğacak bebeklerin de şanslı olduğunu düşünüyorum.

Sevgili arkadaşım, şu 5 6 haftan da sağlıklı geçsin, güzel güzel doğumunu yap, sonra ben blogumdan bu güzellikleri yansıtayım tüm dostlarıma.

Sevgilerimle,
Haluk
09.09.2011 14:00

18 Ekim 2011 Salı

Lila Kutu .....

Geçenlerde Friend Feed'de sevdiğim bir arkadaşım olan AYN, bana bir mesaj atmış, Haluk bana adresini verir misin diye, ben de verdim, sonra sordum, hayırdır diye, hayır hayır dedi.

Aradan bir hafta falan geçti sanıyorum, adıma bir kargo şirketinden bir paket geldi, kimden geldiği belli değil, açayım, muhteşem leylak renginde bir kutu, üstünde " sevdiğin kadına bu kutuyu armağan et " yazıyor. O zaman Ayn'dan geldiğini anladım ama öyle güzel paketlenmiş ki hani içinde ne olduğunu merak ettiğim halde açıp bakamadım.

Tesadüf Pınar'ın da Maslak'ta toplantısı vardı, toplantıdan çıkınca müsaitsen uğrayayım diye aradı, ben de fırsatı değerlendirdim, gel dedim, sana bir hediyem olacak.

Pınar geldikten sonra kutuyu ona verdim, açtı, içinden güzel bir kart çıktı, üstünde Pınar ve Haluk diye bir mesaj, arkasında ise Burcu'ya tarafımdan yazılmış bir mesaj. Mesaj da Burcu ile nasıl tanıştığımız, onun en çok nelerini sevdiğim gibi bir yazı -ki kesinlikle tarafımdan yazılmış değil, altında Haluk yazsa da.

Doğal olarak Pınar sordu, Burcu kim diye, dedim bilmiyorum, ben yazmadım bunu, herhalde Pınar yazacaklarına karıştırmışlar Burcu yazmışlar, baksana yazıya göre biz güya Abant gezisinde tanışmışız - biz Pınar'la Tekne gezisinde tanıştık -, uzun siyah saçları varmış Burcu'nun- Pınar'ın kumral - sarı arası - .

Neyse ürünlere baktık, mükemmel hazırlanmış Kadınların bayıldıkları makyaj ve bakım malzemeleri. Pınar hepsini çok beğendi ( oje hariç, oje Yeşil - Mavi karışımı bir şey, hiç tarzı değil ).

Daha sonra Ayn ile konuştum, meğer herkese aynısını yapmışlar, işin esprisi de buymuş zaten. Biz de karıştırmışlardır diye düşünmüştük. Herkese giden kutuların içine arka sayfaya sevdikleri kadından farklı birine yazılmış notlar koymuşlar :)

Neticede sevgili Ayn'a çok teşekkür ederiz, bizi düşünerek bu güzel hediyeyi gönderdiği için. Pınar'da beğenisini zaten gördüğünde söylemişti. Maalesef o an fotoğraf çekemedik ama en azından nasıl bir şey olduğunu görmeniz açısından lilakutu'nun fotoğrafını kendi sitelerinden alıp koydum.

Sevgilerimle,
Haluk
18.10.2011 12:00

15 Ekim 2011 Cumartesi

5 yılı bitirirken ...

Dün akşam yani 14 Ekim 2011 gecesi, canım sevgilim Pınar ile 5 yılımızı tamamladık, bugün 5+1günü yaşıyoruz.

Nasıl tanıştık, nasıl başladık, neler yaşadık bunları anlatmayacağım artık, çünkü blogumu takip edenler artık neredeyse bizi bizden iyi tanıyorlar. Ben çeşitli dönemlerde birlikteliğimizi kendimize göre tanımlıyor ve duyduğum mutluluğu zaten kelimelere dökmeye çalışıyorum.

Bu sıralar özel günlerimizi Ortaköy Banyan'da kutluyoruz, atmosferi, manzarası, servisi oldukça güzel ve kaliteli bu yeri o yüzden çok seviyoruz.

Akşam yine oradaydık, sevgili garsonumuz Can'a 5. yılı söylemiştim, daha masaya oturur oturmaz hemen birer margarita servisi yaptı bize.

Dün akşam 5 yılı doldurduk, akşam birbirimize baktık, beş sene önce baktığımız gibi, aynı güzellikle.

Merak etmeyin romantik bir yazı yazmayacağım :) Dün konuştuğumuz bir konuyu kaleme alacağım aslında.

Biz nasıl bu beş yılı birbirimize bu kadar saygılı ve sevgi dolu geçirdik. Pınar fikrini söyledi, ben fikrimi söyledim. Neleri doğru yaptık, neleri yanlış yaptık, onları konuştuk ve geldiğimiz nokta ikimizde de hemen hemen aynıydı. Biz aslında bir çok insanın birbirine gösterdiği sevgiden fazlasını göstermedik birbirimize, yani bizi bir arada tutan ana şey SEVGİ değil. Bizi bir arada tutan en önemli kriter, biz birbirimizi değiştirmedik, değiştirmeye çalışmadık, kendi benliklerimizi öne koymadık, birbirimizi tanımadan önce nasıl yaşıyorsak öyle yaşamaya devam ettik, sadece birlikte mutlu olmaya çabaladık. 

Bu söylediğime lütfen inanın, sevgi / aşk gibi sözcükler kelimelerle ifade edildiğinde mutlaka çok mutlu eden şeyler ama önemli olan onu duymanızdan ziyade hissetmeniz. Biz sevgimizden emin olduk, birbirimize güvendik, asla ben yoksam o da yok gibi düşünmedik, bilen arkadaşlarım var, ben de Pınar'da bir çok kez yalnız eğlenmişizdir, yemek yemişizdir, ama bunların hiç birisi bizim aramızda problem olmamıştır.

Önce kendine güven, sonra karşındakine mantığını biz ilişkimizde hep önde tuttuk. Sırf o mutlu olsun diye, mutsuz olacağımız hiç bir şey yapmadık. Fedakarlıklar yaptık mutlak ama bu kendimizin de arzu ettiği ve seve seve yaptığı fedakarlıklar oldu, karşımızdaki mutlu olsun diye yaptığımız fedakarlıklar olmadı, çünkü bu tarz yapılan fedakarlıklar gün gelir ben yaptım, sen de yap misillemesine dönebilecek şeylerdir.

Uzun uzun konuştuk, anlattık birbirimize, sonunda baktığımızda geçen 5 yılın içinde mutsuz, keyifsiz geçirdiğimiz anları anımsayamadık bile. Birbirimize saygımızı yitirmeden, anlayışla, güvenle ve sevgi dolu bir 5 yıl geçirmişiz, ne mutlu bize. Umarım daha nice seneler birlikte oluruz.

Buradan bizleri seven tüm dostlarımıza da teşekkür ediyorum. Bizim ilişkimizin bu kadar güzel olmasın da hiç şüphe yok ki, verdikleri sevgi ve pozitif enerjileri ile bu arkadaşlarımızın da rolü var. Geçirdiğimiz bu 5 yıl içinde onlarca keyifli, huzurlu, sevgi dolu arkadaşlarımız oldu, onlarla eğlendik, birlikte olduk.

Hepinize kucak dolusu sevgiler, ve canım sevgilim, iyi ki varsın ve benim sevgilimsin, seni seviyorum ....

Sevgilerimle,
Haluk
15.10.2011 12:30

Xperia Ray Etkinlik gecesi......

Geçen hafta içinde cember.net'ten tanıdığım ve oğlum yaşında olup, oğlum kadar sevdiğim İlker Serdar Çetinkaya beni aradı. " Haluk Abicim dedi, haftaya 13 Ekim Perşembe akşamı bir etkinliğimiz olacak, senin de katılmanı isterim, gelebilir misin? " Ben de memnuniyetle katılacağımı söyledim, davet nedenlerinden birisi de Blogger olunca, yazısını da yazmak gerek diye düşünerek, fotoğraf çekmek içinde makinemi aldım ve gittim.

İlker ZARAKOL firmasında çalışmaya başlamış ve YENİ RAKI'nın junior temsilcisi olmuş, ben de bu etkinliğin Yeni Rakı ile ilgisi olduğunu sanıyordum, meğer Sony Ericsson'un bir etkinliği imiş, bu arada benim geleceğimi teyid için arayan Murat Can ile de telefonda tanıştık, sohbet ettik.

Etkinlik TheHALL diye bir yerde yapıldı, ben hayatımda ilk defa gittim, Beyoğlu'nun arka sokaklarında bir yer, travestileri ile meşhur bir yermiş, mekan çok güzel tasarlanmış. Kapıda hem İlker, hem Murat Can bekliyordu, sarıldık, öpüştük.

Mekan tasarımının yanı sıra farklı kıyafetleri ile manken arkadaşlar gerçekten dikkat çekiciydi. Saat 21'den sonra yavaş yavaş dolmaya başladı. Sunulan yiyecekler ve servis çok güzel ve başarılıydı, özellikle Sushi'ye bayıldım. Bir de sebze kokteyli vardı, masalarda ise peynirinden, mezesine her şey bulunuyordu. Kısacası hiç bir şeyden kaçmamışlar.

Bu gecenin özelliğini daha sonra Murat Can bir kaç satırla bana da mail ile göndermiş. ben bir çok meşhuru tanıyamadığım için kimler vardı, kimler yoktu bilmiyordum, Murat Can'ın yazısını okuyunca sizler ile paylaşayım dedim;


Modanın dayattıklarını reddeden, kendine özgü stillerini yaratanlar Xperia Ray’in “Modaya Meydan Oku” partisinde buluştu. Çarpıcı manifestosu ile modaya meydan okuyan Sony Ericsson’un stil harikası yeni akıllı telefonu Xperia Ray, The Hall’da gerçekleştirilen muhteşem bir partiyle tanıtıldı. Murat Boz, Funda Arar, Mustafa Altıoklar, Deniz Kaprol, Hatice Gökçe, Erdem Yener, Simay Bülbül, Aslı Omağ, Elif Kramer ve Ezra Tuba Çetin gibi birbirinden ünlü konuklar stilleriyle geceye damga vurdu.

Bu yukarıda yazdığım insanlar le aynı mekandaymışım ama inanın hiç birisini ben tanımıyorum, hani görsem sokakta tanıyamam, belki bir tek Funda Arar'ı benzetebilirim, zaten orada da tanımadım :)

Özetle çok keyifli bir gece oldu, bu arada anlatmadan geçemeyeceğim, İlker aldığı sorumluluğu anlatırken Ercüment'ten devir alacağından bahsetti, o sırada Ercüment masamıza geldi, tokalaşırken " ben Haluk " dedim, o da " biliyorum Abi, ben seni cember.net'ten düzenlediğin Bowling turnuvalarından tanıyorum " deyince hem şaşırdım, hem memnun oldum. Onunla da epeyce sohbet ettik.

Pırıl pırıl gençler, İlker, Murat Can, Ercüment ve onların düzenledikleri etkinliğe katılan ben, güzel bir gece, güzel bir etkinlik oldu ama en güzeli bu güzel gençlerin gösterdikleri başarıyı görmek oldu. Allah yollarını açık etsin, çok başarılı bir iş yaşamları olsun ki öyle olacak gibi gözüküyor. Teşekkürler İlker, Ercüment ve Murat Can.

Sevgilerimle,
Haluk
15.10.2011 12:00

8 Ekim 2011 Cumartesi

ÇOK ÖNEMLİ ....İş teklifi alan arkadaşlarım MUTLAKA okusun ...

Geçen hafta içinde GMAIL'ime bir mail geldi. Adres  olarak şöyle gözüküyor " Daniel Bouton [recruitment@carrers-totaloiluk.com] ". İçeriği ise TOTAL OIL & GAS firmasına yaptığım iş başvurusu için elemelerden geçtiğim, Short Liste ( Bir kaç kişi seçmişler yani ) içinde yer aldığım, bunun için Londra'ya yüz yüze görüşmeye davet edildiğim, bu seyahatın bütün masraflarının TOTAL tarafından karşılanacağı ve bu işlemlerin yapılabilmesi için ;


Zenith Express Travel Service
Contact Person: Martin Walker (Mr)
8 George St, London, EH2 2, United Kingdom
Phone: +(44)703-174-3954

Bu adrese hemen mail atmam gerektiği yazıyordu, imzalayan da Total Oil Yönetim Kurulu Üyesi diyordu, ekinde de TOTAL'in logosu üstüne basılmış bir davet mektubu ve iş tanımı, ücret, lokasyon gibi bilgiler vardı.

Bu bilgilere göre aylık maaş 7.650 Sterlin, extradan 1.500.- sterlin, ev, araba ve bölge olarak Angola ve Avrupa gibi detaylar vardı. Yani inanılmaz güzel bir teklif, aylık neredeyse 15.000 Dolar.

Doğal olarak çok heyecanlandım, Danilel Bouton'u araştırdım hemen nette, gerçekten fotoğrafları ve pozisyonu Total'de aynı şekilde var. Ben de firmaya mail attım, vize için ne gerekiyor diye sordum, onlar da ertesi gün detayları gönderdiler, 28 Ekim'de sizi bekliyoruz dediler.

Ertesi gün, benden istedikleri evrakları yolladım, sonra bir mail daha geldi, 958.- Strelin bize gönderin, bu bir teminat, Londra'ya geldiğinizde bu parayı size Total aynı şekilde ödeyecek diye. Ben de bu maili Daniel Bouton'a ilettim, böyle bir uygulamayı profesyonel yaşamımda ilk defa görüyorum, anlamlı gelmedi dedim.

Bu sırada bana Uçak biletim ve Otel rezervasyonlarım geldi, yanında da David Bouton'dan bir mail, bu pozisyon çok önemli, bir çok kişi geleceğim deyip gelmiyor, biz de bu işi ciddi kendini aday gören kişileri davet ediyoruz, biz teminat veriyoruz, siz gönderin dedi.

Sevgili dostum Recep ile bizim aklımıza yatmadığı için araştırmaya başladık, o Oteli araştırdı, ben uçağı. Uçakta öyle bir rezervasyon ki, Lufthansa İstanbul - Münih, Münih Londra ama Business Class. Oteldeki rezervasyonu bulamadık, Uçak içinde ben İstanbul ofisi ile konuştum, rezervasyon doğru dedi kız, adınıza bilet alınmış. Ben de durumu ve şüphelerimi anlatınca, kız biraz daha inceledi, bilet dedi bizden kesilmiş, peki dedim bu biletin parasını ödeyen yarın gelip parasını geri alabilir mi ( çünkü para benden bugün isteniyor ama benim seyahatim güya 28 Ekim'de ). Evet dedi kız, alabilir.

Bunun üzerine internette bu turizm şirketi üzerine biraz daha araştırma yapayım dedim ve turizm şirketinin adı ve adresini google'a yazdım, gelen sayfa şu; http://www.complaintsboard.com/complaints/total-oil-and-gas-company-watford-englandhertfordshire-c442638.html

İnanılacak gibi değil arkadaşlar, hepsi düzen ve bunu bütün Dünya'da uyguluyorlarmış. Bir çok insan para göndermiş, bazıları araştırmış ve sahte olduğunu bulmuş, ama bazıları gönderdim ben nasıl alacağım diye yazmış, ülke hedefi de yok, İtalya, İspanya, Rusya, Macaristan gibi bir çok ülkeden üst düzey iş arayan insanlara göndermişler.

Gönderilen mektup örnekleri hep aynı. Daha sonra düşündükçe saçma olan şeyleri kendiniz de keşfediyorsunuz ama o an bunları göremiyorsunuz. Örneğin; Total gibi bir şirketin Yönetim Kurulu Üyesi, kendi adına mail adresinden değil de, basit bir HR adından neden mail atsın?

Özetle, sevgili dostlarım AMAN DİKKAT diyorum, ne olursa olsun, araştırmanızı yapmadan ne olursa olsun bu tarz İŞ TEKLİFLERİNE dikkat edin, kimi PARA için olabilir, kimi BAŞKA amaçlar için. Son para istedikleri noktaya kadar inanın benim kadar tecrübeli bir yöneticiyi bile kandırabildiler.

Ne olur DİKKAT diyorum.

Sevgilerimle,
Haluk
08.10.2011 10:00

5 Ekim 2011 Çarşamba

Sevdiklerinize Doğum Günü Hürriyet'i Verin

Hürriyet Gazetesi'nden okurlarına doğum günü, sevgililer günü, yıl dönümü ve diğer tüm özel günler için unutamayacakları bir hediye fırsatı!

Doğduğunuz gün Türkiye'de ve dünyada neler olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Hürriyet, ilk yayın tarihi 01.05.1948'den günümüze kadar olan tüm baskılarının birinci sayfalarını kullanımınıza sunuyor. Bu sayede aileniz ve sevdiklerinize, doğum günlerine ait sayfayı armağan ederek bu özel günleri unutulmaz kılabilirsiniz. Ya da dilerseniz kendi doğduğunuz güne ait gazetenin ilk sayfasını sipariş edip saklamanız mümkün.

Size özel Hürriyet'inizi, orijinal gazete kağıdına baskılı olarak farklı ebatlarda seçebilirsiniz. Ayrıca ister karton tüp içerisinde, ister özel kutuda, isterseniz de oldukça şık bir ahşap çerçeve içerisinde sipariş verebilirsiniz.

Bunun için tek yapmanız gereken http://satis.hurriyet.com.tr adresini ziyaret ederek istediğiniz tarihi belirtmeniz!


Bir bumads advertorial içeriğidir.