15 Aralık 2011 Perşembe

Anevrizma ve Oksijen Tedavisi ...

Sevgili arkadaşlarım, size bugün canım kardeşim Sibel'in yaşadığı bir olayı anlatacağım. Sizlerden ricam zaman ayırıp okumanız, çünkü benzer olaylar ile karşılaşan, karşılaşabilecek yakınınızda insanlar olabilir, en azından sizler onlara bu konuda bilgi verebilirsiniz.

Kız kardeşim Sibel uzun zamandır baş ağrısından şikayet ediyordu ama gelip geçici ağrılar olduğundan açıkçası çokta ciddiye almadı senelerdir. Bu sırada da arada sırada yine göz kapaklarında düşmeler meydana geliyordu. Biz de biraz da esprili artık estetik zamanının geldiğinden bahsediyor, şakalaşıyorduk.

2008 yılı ortalarında göz kapakları ile baş ağrılarının birleştirildiği bir kaç yorumdan sonra Sibel MR çektirmeye karar verdi, ve MR sonunda beyninde bir baloncuk oluştuğu ( Anevrizma ) ve acilen ameliyat edilmesi gerektiği ortaya çıktı. Haziran 2008'de Sibel Gebze 'de anevrizma ameliyatı oldu. Ulaşılması çok güç bir yerde olduğundan dolayı da baloncuğun etrafı teller ile çevrildi. Çok başarılı bir ameliyat oldu.

Ameliyattan sonra eski ağrılarından kurtuldu ancak bu sefer sık sık baş dönmeleri, halsizlik, çift görme gibi sorunlar ile karşılaştı. Yine aynı doktorlar, MR çekimleri. Bu sefer bir şey bulunamadı, dolayısıyla teşhiste koyulamadı. Ne zaman, nerede, nasıl olduğu belli olmadığı için Sibel'in yaşamı da sıkıntılı oldu. Kendi doktoru, bir başka doktora, o doktor bir başka doktora sevk etmeye başladı.

Bu sırada Sibel'in yakın arkadaşı Arzu'nun abisinin ( kendisi Yurt Dışında yaşıyor, ayda bir kez Tükiye'ye geliyor ve özel bir hastanede hastalarına bakıyor, kendisi de Beyin Doktoru veya onlar kendilerini nasıl adlandırıyorlarsa bilmiyorum ). Sibel ona gitti, doktor Sibel'in anlattıklarını dinledikten sonra BEYİN SPECT'i çekmeye karar verdi. Beyin Spect'i sonrasında tek bir tedavi önerdi.

OKSİJEN TERAPİSİ.

Oksijen Terapisinin detayına girmeyeceğim, merak eden girer bakar. Sibel Kozyatağı'nda Oksijen Terapisine başladı. Oksijen terapisi Basınç altında bir odaya  ( kapsül ) giriyorsunuz, snorkel gibi bir maske takıyorsunuz ve 1 veya 2 saat boyunca saf oksijeni bünyenize alıyorsunuz. Bu arada kitap okuyabilir, müzik dinleyebiliyorsunuz.

Ve arkadaşlar, Sibel sanıyorum 30 seans devam etti. İlk günler pek farkı anlamadı, sonra yavaş yavaş hissetti, sonlara doğru ağrılar, çift görmeler çok çok azaldı, neredeyse yok gibiydi.

Dün Doktor Türkiye'deydi, Sibel'i kontrol için çağırdı. Tekrar bir beyin spect'i çekildi ve karşılaştırma yapıldı. iki spec arasında %90 iyileşme vardı. Bu tabi muhteşem bir haber, Sibel belki 10 115 seans daha devam edecek ama moral olarak, sıhhat olarak tamamen iyileşmiş durumda ve bu ne ilaçlar ile, ne bir başka tedavi ile, sadece ve sadece Oksijen Terapisi ile oldu.

Bu konuda daha önce de yazacaktım ama özellikle Sibel'in tedavisinin sonlanmasını bekledim ve bugün çok mutlu ve keyifli olarak yazıyorum, canım kardeşim bu sıkıntılı dönemleri atlattı. Arzu'ya, Arzu'nun abisine minnettarım.

Sizlere tavsiyem OKSİJEN TERAPİSİ ile ilgili bir kaç şey okuyun, saf oksijenin kimseye zararı yok. Bir çok hastalığa iyi geldiğini, terapi ile negatiflikten dahi uzaklaşıldığını göreceksiniz. Bu tip yerler çok fazla yok, ama eminim sayıları artacaktır . Yakınlarınız da psikolojik / fizyolojik sorunlar yaşayan varsa bir bakın Oksijen Terapisi nelere iyi geliyormuş, iyi gelir diyorsa mutlaka gidin ( Alzheimer dahil ).

Son not, hani dedim ya Sibel'in doktorları ( beyin cerrahları ) birbirlerine pas ettiler sürekli, teşhis koyamadılar ve Sibel oksijen terapisinden bahsettiğinde, önermediler. Faydalı olacağını düşünmüyoruz ama sonuçta karar sizin dediler. Bunu da anımsatayım dedim.

Canım kardeşime sağlıklı nice güzel seneler diliyorum, seni çok ama çok seviyorum Sibel'ciğim.

Sevgilerimle,
Haluk
15.12.2011 15:00