27 Aralık 2011 Salı

BARS ..... Bölüm 4








BARS Bölüm 4


Jake konuya nasıl gireceğini daha önceden düşünmüştü, Bars’ın zeki birisi olduğunu biliyordu, ne kadar detaya girmesi gerektiğine henüz karar verememişti.

-   Bars, bugün Genel Merkezden bir proje geldi. En baştan söylemeliyim ki oldukça GİZLİ bir proje, hatta şunu da eklemeliyim, bu projenin detaylarını bilen dördüncü kişi sen olacaksın.
-   Öyle mi? Gurur duydum, bana bu kadar güveniyorsunuz yani.
-   Evet, güveniyorum Bars, sadece ben değil, Genel Merkez de çok güveniyor. Şimdiye kadar yaptıklarınla bunu kanıtladın zaten.

Bars gülümsedi, kafası her ne kadar Berfin ile meşgulse de, duyduğu bu sözler gururunu okşamıştı.

-   Benim bu noktaya gelmemede emeğin çok fazla Jake, bunu asla inkar edemem, hem senin hem de Genel Merkezin bu görüşlerine çok sevindim. Peki nedir bu proje?
-   Açıkçası Bars, bu şimdiye kadar yaptığımız projelerden biraz farklı ve Türkiye’de değil, Afrika’da bir ülkede yürüteceğiz bu projeyi.
-   Afrika’mı?
-   Evet, Afrika’da, ülkeyi şimdi söylemeyeceğim sana, ama Genel merkezin üzerinde çok durduğu ve çok önemli bir proje olduğunu söyleyebilirim.

Bars oldukça şaşırmıştı, bildiği kadarıyla TRISTAR’ın Mısır ve Fas’ta organizasyonları vardı, bu proje için neden Türkiye seçilmişti, özellikle Mısır organizasyonun başında daha önce birkaç kez toplantılarda karşılaştıkları Mahmut Ebsan adlı birisi vardı.

-   Anlayabildiğimi  söylersem yalan söylemiş olurum Jake ama Afrika’da bir projeyi Afrika’daki TRISTAR organizasyonlarını neden üstlenmiyor?

Jake bu tarz soruları bekliyordu, o yüzden hemen yanıtını verdi.

-   Çünkü bu bir yazılım projesi değil Bars, ya da şöyle söyleyeyim Yazılım projesi olarak gözükecek ama yazılımla direk ilgili değil ve açıkçası bu projede TRISTAR adı da geçmeyecek.
-   Bilmece gibi oldu ve gerçekten kafam karıştı. Yazılım projesi değil ama yazılım projesi, TRISTAR Türkiye projenin sahibi ama TRISTAR adı geçmeyecek. Biraz esrarengiz oldu, sanki casus romanları gibi.
-   Aslında güzel özetledin, evet, buna bir casusluk projesi diyebiliriz.
-   Şaka yapmıyorsun değil mi?
-   Hayır, Bars, şaka değil.
-   Bu yasal bir proje mi peki? Çok meraklandırdın beni.

Jake bunu da bekliyordu, Bars’ın içinde artan soruları ve esrarengiz durumun onda yarattığı adrenalini hissedebiliyordu.

-   Yasal derken ne kast ettiğine bağlı, ama bu projenin bize verilmesinde sadece bizlerin Yazılım tecrübeleri örnek alınarak değerlendirilmedi.  Başka özelliklerimiz de göz önüne alındı.
-   Ne gibi özellikler bunlar Jake?
-   Yönetim kabiliyeti, soğukkanlılık, cesaret ve dövüş sanatlarındaki ustalık.

Bars’ın iyice kafası karışmıştı, şimdiye kadar amatörce yapmış olduğu dövüş sanatlarındaki ustalığının böyle bir zamanda devreye gireceğini hiç ummamıştı. Arada Jake ile birlikte çalışırlardı ama bunu sadece eğlence için yaparlardı. Jake’in ne kadar usta olduğunu biliyordu.

-   Gerçekten şaşırdım Jake ve açıkçası görebildiğin gibi de bayağı heyecanlandım.

Gülümseyerek devam etti

-   Ne o yoksa Afrika’da bir ülkede darbe falan mı yapacağız.

Jake de gülümsedi,

-   Yok canım, ne darbesi, biz sadece bizden hizmet isteyen birilerine yardımcı olacağız.
-   Peki ama Jake hala anlayamıyorum, biz bir Yazılım Şirketiyiz, ve en iyi yaptığımız iş, yazılım üretmek. Hani bizim farklı özelliklerimizden faydalanmak isteyen insanlar bu işleri çok daha profesyonel olarak yapacak birilerini bulabilir, hele ki Müşteri Amerika’daki Genel Merkezimize kadar gelmişse, TRISTAR’ın bu konuda bir çok uzmanı var, neden biz seçildik, ben bunu anlayamıyorum.

Jake, artık bu sorulara yanıt vermekte zorlanmaya başladığını hissetti, o ana kadar ne kadar detaya gireceğini bilemiyordu, ama bu dakikadan sonra biraz daha fazla bilgi vermesi gerekecekti.

-   Bars, o zaman olayları sana şöyle kısaca aktarmak istiyorum. Türkiye’de büyük bir şirketin Afrika’da bir ülkede yatırımları var, oldukça değerli ve büyük yatırımlar, ancak Türkiye’deki bu şirket, bu yatırımlarını yasal olmayan bir yoldan, paravan bir şirket üzerinden yapıyor. Ancak bunu o kadar iyi yapıyorlar ki, bir açıklarını yakalamak neredeyse olanaksız. Türkiye’de bu şirketin yatırımlarını yaptıkları bu ülkeye de bir başka şirket girmek istiyor. Amerika’da olan bu şirket paravan şirketi ortaya çıkartarak Türkiye’deki o şirketin bu ülkeden ayrılmasını istiyor. Bizim işimiz de Türkiye’den başlayarak o ülkeye kadar yapılan işlemleri takip edecek bir sistem oluşturmak ve bu şirketin o ülkeden ayrılmasını sağlamak olacak.
-   Jake, bu bir şaka değil değil mi? Senin şu anlattıkların demin dediğim gibi CIA imzalı bir filme benziyor cidden. Bunun için bizim gibi bir yazılım firmasına neden gereksinim duysunlar ki?
-   Öncelikle Türkiye’yi biz çok iyi tanıyoruz, onlarca proje yaptık, bunun da ötesinde ÖNEMLİ projelerde istihbarat alabileceğimiz bir takım önceliklerimiz var biliyorsun.

Bars Jake’in gelmeye çalıştığı noktayı anlamaya başlamıştı. Özellikle Askeri projelerde çalışırken, normal bir çok şirketin ulaşamayacağı bir takım önceliklere sahiptiler, bu öncelikleri sadece işleri için kullanmışlardı ama o öncelikler orada duruyordu, kullanmak istediklerinde ellerindeki projeleri öne sürerek rahatlıkla kullanabilirlerdi, bu da açıkçası sonsuz kaynaklara ulaşabilmek demekti.

-   Anladım, peki yazılım kısmında sanırım bu şirket hakkında bilgi toplayarak, yeni bir sistem oluşturup, şirketin girdisini, çıktısını, para transferlerini, ilgili kişileri takip etme falan gibi bir şey yapacağız. Yani tam kafamda şekillenmedi ama, sanırım buna benzer bir şey olacak.
-   Evet, aynen öyle, bu şirketi Genel Merkez araştırdı Bars, çok ustalar ve açıkçası şimdiye kadar bir açıklarını bulamadılar. O yüzden bu işi üstlenmemizi istiyorlar.
-   Projeyi biraz anladım da Jake, peki bizim diğer özelliklerimizin, mesela dövüş sanatlarındaki ustalığımızın bu iş ile ilgisi ne?

Jake bir kez daha gülümsedi.

-   Araştırmasını üstleneceğimiz şirketin bizim bu çalışmalarımızdan hoşlanacağını sanmıyorum, her ne kadar GİZLİ olsa da, onların da bir takım kaynakları olduğu muhakkak, yani eninde sonunda bizim bu tarz bir çalışma yaptığımızı  öğrenme şansları olabilir, Genel Merkez Paravan şirketi de biraz araştırmış, başında Aybars Tetik denilen birisi var. Hakkında çok fazla bilgi sahibi değiliz, bildiğimiz oldukça sık seyahat ettiği, özellikle bu Afrika ülkesine ve sürekli korumalar ile gezdiği.
-   Yani iş sadece yazılım ile bitmiyor değil mi?
-   Hayır maalesef bitmiyor.
-   Peki bu ülkede yaptıkları yatırım ne Jake? Neden bu kadar önemli? Hem bu yatırımlar çok mu gizli? Ben şimdiye kadar yazılı veya görsel basında bir Afrika ülkesine yapılan yatırımları hiç duymadım. Hem her şeyi anlattın artık, hangi Afrika ülkesiymiş burası. Onu da söyle bari.
-   Botsvana.
-   Botsvana mı? Hiç duymadım, nerede bu Botsvana?
-   Botsvana Cumhuriyeti önceleri İngiltere'ye ait bir bölgesiydi. 1966  yılında bağımsız bir ülke oldu. Güneyde bir yer, Güney Afrika Cumhuriyet, Namibya, Zimbabve ve Zambiya ile sınırı var. 2 milyon kişinin yaşadığı bir yer. Başkenti Gaborone. Ve bil bakalım bu ülkede en önemli şey ne, neden bu ülke insanların iştahını kabartıyor?
-   Elmas mı?
-   Evet, tam üstüne bastın. Elmas Madenciliği.
-   Anladım, peki Türkiye’deki şirket bu elmas işine mi girmiş durumda, bu şirket hangi şirket, onu biliyor muyuz?
-   Evet, ama bunu şimdi açıklamak istemiyorum, proje detaylarına sonra gireriz, evet, ne diyorsun? Var mısın bu projede benimle birlikte çalışmaya?
-   Seninle birlikte her projeye gözüm kapalı girerim Jake, senin bana olan güvenini boşa çıkartmayacağıma emin olabilirsin. Peki sen ve ben, başka kim olacak?
-   Emine ile de konuşayım diyorum, sonuçta onun da çok yardımına gereksinmemiz olacak, ne dersin?
-   Bence de iyi olur ama ne kadar detaya girmen gerekecek, onu tam bilemiyorum açıkçası.
-   Asla sana anlattığım kadarı değil, ben onu ayarlarım.

İkisi de bir an sessiz kaldılar, Jake projeyi anlatmış, Bars’dan aldığı olumlu etki ile de rahatlamıştı, Emine’ye bu kadar detay vermeyecekti. Bars ise oldukça heyecanlanmıştı, farklı bir projeye imza atacaktı. Jake ile birlikte çalışmayı seviyordu.

-   Kaçalım artık istersen Bars, bu arada canını sıkan meseleyi sormadım, anlatmak istersen dinlerim.
-   Yok, o kadar önemli değil, hallederim ben, teşekkür ederim ilgilendiğin için. Bu arada benim yapmamı istediğin bir şey var mı, başlangıç olarak.
-   Evet var Bars, onu sona saklamıştım.

Jake ayağa kalktı, gülümseyerek;

-   Mümkünse bu akşam Botsvana ile ilgi internetten ne kadar bilgi toplayabilirsen o kadar iyi olur. Özellikle Gaborone kentini iyice bir çalış, bak bakalım en güzel otelleri hangisiymiş, ha biraz da gece hayatını öğren.
-   Otel mi, gece hayatı mı? Neden?
-   Eh, birkaç gün sonra sen ve ben Botsvana’ya gidiyoruz. Gidince nerede kalacağımızı ve gece nasıl eğleneceğimizi bilmekte fayda var diyorum.